9 Aralık 2009 Çarşamba

MSG - Never Ending Nightmare

">

7 Aralık 2009 Pazartesi

İbret Al



Senden önce de gelir gelmez taraftarına yönelen, 1 senede 40 yıllıkmış gibi konuşan, kraldan çok kralcılar oldu. Futbolunu bilemem fazla izlemedim; ama kendi taraftarların ve medyan tarafından da eleştirildiğin aşikar. Birileri konuştu diye yenilmiş arkadaş, birileri haftalardır katlediliyor sesi çıkmıyor ama sen gene de yeniliyordun? Neyi neyle kapatmaya çalışıyorsun? Premier lige bakıp utanıyorsan, daha da utanacağın açıklamalar yapma. Sen böyle kraldan çok kralcı olmaya devam edip saçmalarsan sonunun varacağı örneklerin orda. Bakta ibret al!


6 Aralık 2009 Pazar

Parov Stelar - Homesick

">

Başta Guiza olmak üzere dünya üzerinde ki tüm Homesick futbolculara selam olsun...

Uzay Yolu



Önder olayı, klubun açıklamaları ve peşine gelen Eskişehir mağlubiyeti bardağı iyice doldurdu. Bunu sayın başkanda farketmiş olacak ki. Bazı şeylerden feragat edip, bazı kesimlere cephe alarak gene don kişot rolune büründü. Açıklamaya bak ''savaş başladı'' Ne savaşı? III. Dünya savaşı mı? Sen bugune kadar gasplara, tecavüzlere ses çıkarma, duyma, görme şimdi savaş başladı. Tahrik et tribünleri.



Önce bi bakalım geçen sene takım dipte sefilleri oynuyor. Taraftar illallah demiş. Kurumsallaşma tamam, artık sportif başarı diyorsun. 3 sene üstüste kesin şampiyonuz diyorsun. Geçen sene sürünen kadrodan farkın inat uğruna paralar saçtığın, Demiröreni bir başka saçma transferden kurtardığın Topuz, sakız Santos, anadolu kluplerinde bile anca ilk 11 oynayacak bu formayı kaldıramayacak Bekir, Santosun bonusu Baroni, Özer zaten futbolu unuttu. Bekir'i alacaksan bırak Yasin kalsın daha iyi. Bilica futbolunun son deminde büyük kulube gelmiş kendini geliştirmeye çalışıyor. Alınan bu futbolculara rağmen harcanan para gene abartı. Oynadığı yıllara rağmen hiçbir artı gelişme göstermeyen Selçuk hala bu klupten para kazanıyor. Ali Bilgin hala orada oturuyor. Bari Burak'la, Emreciksin de otursaydı onları neden gönderdin ki? Kadronda ki gerçek 2 futbolcuyu da yönetimin kendi yok etmeye çalışıyor. Lugano'yu kapı kapı dolandırıp zorla imzalıyorsun, son günde. Takım için sahada canını dişine takan Emre'yi klupte savunan yok. Israrla Fenerbahçe evladıyım diyen Semih zaten kaybedildi. Geçen sene Brezilya carteline takılan Aragones yalnızları oynarken, zaten ses çıkartmadın bir de üstüne Kölnden başka talibi olmayan Daum'u, kendi kovduğun Daum'u gene kurtarıcı diye geri getirdin. Bi harcanmayan öz değer Aykut Kocaman kalmıştı. O da kukla gibi ortaya atılıyor. Görevinin misyonunun ne olduğunu kendi dahil bilmiyor. Volkan Ballı nerede? O ne kusur işledi ki acaba! Görüyorsun saha içinde olay var. Sezon başından beri Emre saha içinde milleti azarlıyor. Koşmuyorlar diye maç içinde gırtlağına yapışıyor. Olayla alakalı bir Allahın kulu yok. Koşmayanlara Emre'nin mi kızması gerekiyor. Sanki bir terslik var değil mi? Dün gelen Baroni sahada Semihi azarlıyor. Gene karışan yok. Kazım tweeterda geziyor gece yarıları, sahada uyukluyor. Tweeterdan arta kalan zamanında Santos'la İstanbul Attack gibi İstanbul gecelerine akıyor. Mc Rae'ye özeniyor. Çıt yok. Önder kadroya alınmamış. Gidip kendini kesiyor. Neden götürmüyorsun ki Eskişehir'e. 18'e al alma herkesi topla götür. Rize'de stat açılışına götürmedin mi tam kadro kenarda oturmadı mı herkes? Volkan kendini gene yitirdi toplayan yok. Guiza antrenör tartaklıyo gene giyiyor bu formayı. Peki Tomas'ın suçu neydi, orta sahana kızıp formayı fırlatırken suçlu bulduğun?



Bu neyin yoluydu bilmiyorum. Sezon başından beri katledilip, göz yumduğun. Kulupler Birliği başkanısın diye ses çıkartmadığın. Neyin yolundaysan artık oraya git istersen. Kulupler Birliği başkanlığı mı, Federasyon başkanlığı mı, UEFA mı, FIFA mı, Ayda da su bulundu Uzay Federasyon başkanlığı mı nereyi istiyorsan oraya! Zira artık Fenerbahçe'nin sana küçük geldiği aşikar. Artık kimin dünyasını kurtaracaksan oraya git istersen... Biz nasıl olsa bu kulube aşığız Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu gelsin. Berbat olsada onuda çekeriz.

Biz genede Seveceğiz Deliler Gibi

">

Ortalık alakasız yöneticilere, ruhsuz futbolculara, ENDÜSTRİ ye, çamursuz formalara kalsa da BİZ GENEDE SEVECEĞİZ DELİLER GİBİ... Orda olmadığını bilsekte yanacağız, gelmeyeceğini hissetsekte daha çok SEVECEĞİZ DELİLER GİBİ... Üzsende, yorsanda, kırsanda, yeminliyiz yalnızlık olmayacak yolunda hep OMUZ OMUZA. ÇUBUKLU AŞKINA SEVECEĞİZ DELİLER GİBİ...


5 Aralık 2009 Cumartesi

Bravo Herr Daum Yıldırım



Klubun hakkını savunan yok, varsa yoksa kart,hat... Sen kart sat, hakemler seni biçsin, ama doğruya ses etme sonuçta onlarda hat alabilir, potansiyel müsteri endüstriyel futbolda! Sen topunu oyna, isterse sekiz penaltını vermesinler, sen futbol oynamıyorsun ki! San Marino gibi kapan kontra atak oyna! Burası Köln değil Herr Daum yeter ya yeter. Artık söz kalmadı ki söylenecek.

Aciz yönetim, demirörenle çekişmeye başladı. Taraftarı düşünen yok. Futbolculara bakan yok. Futbolcuların isteği, dermanı yok. Kazım derbi öncesi saçmalar kendini attırıp alem yapıp takla atar, Santos zaten Türkiye'yi tanıdı futbolu bıraktı. Önder duşakabin yumruklar. Carlos gitcem diye ağlar. Volkan dersle alakam yok diyip gömleği pantolon üstüne salan liseli. Guiza ''homesick'', Boral, Selçuk, Wederson, Deniz, Bekir oynatmıyacağını zaten biliyor ve sen bide kendini kurtarsın diye medet umuyorsun. Semih'te artık futbolu bıraktı. Zaten Bilica'nın potansiyeli belli. Topuz neci belli değil. Gökhan Gönül'de zaten kendine güven hastalığı var, sağ kanadı adama tek başına bırakıyorsun O'da hedef tahtası oluyor. Takımın en iyisi, tek mücadele eden adam, sene başında beğenilmeyen kapı kapı dolaştırılan delikanlı LUGANO. Al sana çakma avrupa takımlarını yenen UEFA lideri FENERBAHÇE. Böyle pazarlada kart satışların düşmesin. Bu Daum klube kedi girse savunmaya çekilecek artık. Neyse Daum olmazsa seneye Aragones'i çağırırız gene ne olacak ki! Dört sene şampiyonluk sözü verilip kurulan kadro da zaten ortada. Oyuncak değil ki bu klup.



Hiçbişey akıl alır gibi değil. Endüstriyel futbol gereği 3-5 senelik kalkınma planı ve şampiyonlar belli de biz senaryoları mı izliyoruz anlayamıyorum ki? Neye bu rahatlık, neden bu genişlik, nasıl bu disiplinsizlik? Bu arada Önder'e de geçmiş olsun. Nedendi, nasıldı, cezadan önce insani olarak geçmiş olsun denirdi ama ülkemizde ve medyamızda buda artık değişik bir hal almış. Milli formasınada kavuşmuşken, favori teknik adamı da klupteyken Önder ortada yok. Bu da ayrı bir muamma! Tabi klup boş durur mu? Santos, Kazım alem yapsın, Carlos gideceğim diye ağlasın, Semih, Baroni kavga etsin, forvetlerin seni sallamasın antrenör tartaklasın, hadi onu da bırak forvetim diye gezerken gol atmasın, sen yakala da Önder'e cezayı yapıştır. Sahipsiz değil mi? Aferin.

Çorba açar



Türk medyasından başka takan olduğunu zannetmediğim ilginç kuruluş ffshhsiiihs

Bu da onların sıralamasıymış:

1. Manchester United
2. Chelsea
3. Barcelona
4. Hamburg
5. Shakhtar Donetsk
6. Werder Bremen
7. Arsenal
8. Club Estudiantes de La Plata
9. Cruzeiro EC Belo Horizonte
10. Galatasaray
11. Roma
12. Grêmio Foot-Ball Porto-Alegrense
13. Olympiacos
14. Twente
15. Liga Deportiva Universitaria de Quito
16. Bayern Münih
17. Liverpool
18. Porto
19. Inter
20. Sevilla

Sıralama muazzam. Real Madrid, AC Milan, Athletico Madrid falan gibi küçük klupler ilk 300 e girebildi mi acaba? Neyin peşinde olduğu, ne dediği anlaşılmıyor IfShSh'nin... İstatistik tutanlar da kafalar iyi galiba o zaman çorba vakti!

El Classic O



Ve Materazzi gene ortamı gerer; ''Juve'nin bizim için Livorno'dan farkı yok''...

Gruplar



(A) Grubu: Güney Afrika Cumhuriyeti, Meksika, Uruguay, Fransa
(B) Grubu: Arjantin, Nijerya, Güney Kore, Yunanistan
(C) Grubu: İngiltere, ABD, Cezayir, Slovenya
(D) Grubu: Almanya, Avustralya, Sırbistan, Gana
(E) Grubu: Hollanda, Danimarka, Japonya, Kamerun
(F) Grubu: İtalya, Paraguay, Yeni Zelanda, Slovakya
(G) Grubu: Brezilya, Kuzey Kore, Fildişi Sahili, Portekiz
(H) Grubu: İspanya, İsviçre, Honduras, Şili

G grubu için herkes ölüm grubu diyor şimdiden. Tam tersine doyasıya futbol grubu... En zevkli maçların oynanacağı grubu ölümle ilişkilendirmemek lazım.
B grubu da plase gibi gözükmekte şimdilik. En mutlu takımın İtalya olduğunu düşünmemekte elde değil açıkçası...

Tahminlerimi de not edeyim de unutmayayım:
A Meksika-Uruguay
B Nijerya-Yunanistan
C İngiltere-ABD
D Almanya-Sırbistan
E Hollanda-Danimarka
F İtalya-Paraguay
G Brezilya- Portekiz
H İspanya-İsviçre

Jabulani


Bu topa en çok kaleciler sahip olmak isteyecek. Jabulaninin Zulu dilinde kelime anlamı kutlama demekmiş. Topun tasarımında 11 renk kullanılmış . Bu renkler; 11 oyuncuyu, Güney Afrika'da konuşulan 11 farklı dili ve Güney Afrika'daki 11 kabileyi temsil ediyormuş. Sloganla bitirmek lazım hem de eskilerden, ''JABULANI yuvarlaktır, kazanan dört köşe''...

4 Aralık 2009 Cuma

Pippo


Köşe Gönderi ve İnzaghi.

Kimi


F1'e ara veren Kimi Raikonen, gelecek sezon Dünya Ralli Şampiyonası'nda Citroen takımı ile anlaştı.

Isınma

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/14669/sasi-sabri-ile-orta-kesip-takoz-recep-ile-vurmaca-drop-kick

Herkes bunu oynamalı DK ısınma babında... Müthiş eğlenceli bi oyun.

3 Aralık 2009 Perşembe

Hisseli Harikalar Kumpanyası





Spiker Emre Tilev...
''Keita, Fildişli futbolcu''
''gol pozisyonuuuoooooollllll''
''Mehmet değişim yaşayabilir''
''Kıvıl''
''Rıjkard''

Bize de ondan sayın Tilev!



Hakem İvan Bebek, maç yönetmeyi bırak, ismi ayrı dert...



Cam normal olan halinde, gene tuzla buz...



Bu sene disiplin konusunda kendini aşan aykırı adam Sabri aşırtma deniyor!!!



Guiza, hey gidinin Cisse'sinden iyi...

Elano gene dokunsan ağlayacak.

Galatasaray 1 - Pana 0 Tebrikler Galatasaray...

Aynen Devam



Gökhan Zan değişmez...

Ne Kafası



Arsene hem kupaya değer vermiyorsun, hem de elenince köpürüyorsun! Neyin kafası bu?

Konyakçı



Ron Artest, Chicago Bulls'ta oynadığı yıllarda dolabında alkollu içecek sakladığını ve bazi maclarin devre aralarinda yudumladigini aciklamis... İçme sebebi olarak takımın o zaman ki kötü maçlarından bahsetmiş. Henesseyi ise salon içindeki büfeden temin ediyormuş...




Ayrıca bir talk shova (Jimmy Kimmel) boxer'la çıkmıştır bu renkli şahsiyet.



Gel sen gel Türkiye'ye Ron. Konyağı ne yapacaksın iki tek rakı atarsın burda kral Kinseyle...

2 Aralık 2009 Çarşamba

Twente 0 - Fenerbahçe 1



İlk defa Herr Daumdan %100 galibiyet demeci geldi ve Fenerbahçe kazandı. Twente biraz daha derli toplu oynasa gene halimiz duman. Bu galibiyetle liderliği garantilemiş ve kötü gidişata dur demiş olabiliriz ama gene Fenerbahçe iyi oynadı denemez. Bence esas sorun kontrollu, kontra atak oyun. Lugano, Bilica beraber oynayınca defans sağlamlaşıyor. İkisi olmadığında defans Allaha emanet. Wederson elinden geleni ardına koymadı. Carlos veda turlarında. Guiza didiniyor, çabalıyor, yatmıyor ama sen forvetsin Guiza pozisyona gireceğin zaman gücün neden yok anlamak mümkün değil. Büyük kaptan markajda verilmeyince 3-4 pozisyona girdi. O olmadan zorlanan takımda, Galatasaray maçından itibaren rölantiye almasıyla görünen pozisyon bulamama sıkıntısı bu maç markajsız oynamasıyla biraz olsun yok oldu. Selçuk bu sezon kayıp, gene bi varlığı gözükmedi maçta. Baroni kendini biraz zorladı bu maç ve estetik hareketler, boş alan koşularıyla pozisyonlar yarattı. Topuz hala transfer operasyonunda yaşattığı sıkıntıları unutturacak performans sergilemiyor. Gökhan tek başına sağ kanadı ne kadar kullanabilirse o kadar etkili olmaya çalışıyor. Semih'te artık iyice bunaldı, maça giriyor Baroni ile kavga ediyor. Görünen o ki O'da boşa aldı. Volkan gene ilginç hatalarından 1-2 adet sergiledi. Eğer Twente boş kalede Carlos'a değil, içeri yuvarlayabilse topu gene hüsranla sonuçlanacaktı bu maçta.

Fenerbahçe kontrollü başlayıp oyunun kontrolunu ele almaya çalışıyor sürekli, ama geriye düştüğü zaman çevirmek zor hatta imkansız oluyor. Sezon başından beri ite kaka yaptığımız seri sayesinde sesler çıkmasada sıkıntı bu. Fenerbahçe futbol oynamalı ama Herr Daum'un sistemi bu artık eleştirmek saçma. Bu sene izleyeceğimiz futbol bu fazlasını aramak abesle iştigal. Bu futbol belki TSL'de şampiyonluğada uzanabilir. Fakat takım yapısı, futbolcu mantalitesi, futbol kalitesi, takım inşaası için hiçbir artı kazandıracağını zannetmiyorum.

Her neyse sonuçta gene farkı DELİKANLI yarattı. Defansta ki hırslı oyunu, mücadelesi, attığı golü ile...

District 9



Bütün Dünyanın District 9 yörüngesine girmesine artık çok az kaldı. Kura çekimi tarih 4 Aralık Cuma Yer Cape Town TSİ ile 19.00'da başlayacak. 90 dakika sürmesi muhtemel Sunucu Güney Afrikalı Charlize Theron

Hayırlı Olsun



Hey gidinin Ailtonu. En son Çin'de futbol hayatını sürdüren 36 yaşındaki Ailton, Almanya 6. Ligi'ne kadar düşen KFC Uerdingen'le anlaşmış. Uerdingen'in Yunan Başkanı Agissialos Lakis, Ailton'un 5 yıllık planın bir parçası olduğunu ve 3.Lige çıkmayı hedeflediklerini söylemiş. Ailton Beşiktaşta 14 maçta 5 gol atmış. Burdayken Rize deplasmanına gitmeyen, ben oraya gidip oynamam deyip maç seçen Ailton, 6. Ligdeki Uerdingen başkanının planını çok iyi bulduğunu söylemiş. Hayırlı olsun Ailton. Nereden nereye...

Next Koller İvesa



Eskişehir forvet hattındaki sıkıntı yüzünden radikal bir kararla İveşa'yı forvette oynatacakmış. Mehmet Yılmaz ve Ümit Karan'ın sakat olmasından dolayı 2.05lik İveşa forvet olarak başlayacak densede pek inandırıcı değil gibi şimdilik. Farklı bi düşünce tarzı... Yeni bi Koller mi geliyor yoksa?

55 LİRA



Sherif maçı biletleri 55 lira... Farketmez taraftar gitmezse kart reklamı koyarlar...

Bi Terslik Var



Daum, De Grolsch Veste Stadı'nda düzenlenen basın toplantısında kazanma şanslarının ne kadar olduğu sorusuna, ''Yüzde yüz'' şeklinde yanıt vermiş! Hayret ötesi bi cevap hala inanmakta zorluk çekiyorum. Sherife bile puan almak zor açıklamalarıyla giden Daum iyice garipleşti. ''Böyle maçları detaylar belirler. Dikkatli olmamız lazım. Yüksek bir konsantrasyonla maça başlayıp iyi bir neticeyle bitirmek istiyoruz'' diye eklemiş Daum. Hangi konsantrasyon Herr Daum. Volkan'ın asist yaptığı, Topuzun sahadan Özer'in tribünden seyircilik yaptığı konsantrasyon mu?




Daum'un diğer açıklamaları: ''Beşiktaş maçında 3-0 kaybettik ama iyi maç oynadık diye düşünüyorum. Emre'nin sakatlığı olmasaydı sonuç başka olurdu, bunu biliyorum. Yediğimiz ilk gole kadar gayet iyi oynadık. Kasımpaşa maçına gelince, ben de o maçı size anlatamam. Kötü bir akşam yaşadık. Eksik futbolcularımız olsa da ilerki maçlarda en iyi şekilde performansımızı sergileyeceğimize inanıyorum. Ama son maçta net bir şekilde şunu gördük, koşmak isteyen, mücadele isteyen futbolcu lazım. Maalesef Kasımpaşa maçı bizi memnun etmedi. Bir maçı kazanmak istiyorsanız koşma ve mücadele isteği yüksek olacak. Bunları daha iyi yapmamız lazım.'' Şimdi sayın Daum; Beşiktaş maçında nasıl iyi oynadığını düşünüyorsun. Ben o maçın hiç bitmeyeceğini düşündüm, sen bi hayli rahattın galiba Beşiktaş 3-0 önde dalga dalga üstüne gelirken. Bence sen gitte 10 kişilik Fenerbahçeden korkan Denizli'ye bi teşekkür et diyeceğim ama büyük ihtimalle maç sonu konuşmuşsunuzdur zaten. Emre yerde yatsaydı, Emre sakatlanmasaydı vay babam vay. Nerde yedekler sayın Daum? Nerde Deniz Barış, nerde Selçuk Şahin, nerde Uğur Boral? Zaten bu adamlar dağılmaya müsait, kendinde değil, sen iyice yok ettin... Kazım saplantın yüzünden, Semih'i Guiza yokken bile düşünmüyorsun! Santosun derdi ne çözemiyorsun! Wederson ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak biliyor. Bide diyorsun ki Kasımpaşa maçını ben de anlamadım. Nesini anlatacaksın hezimetten kurtuldun. Seyircinin motivesiyle giden takım, tribün boşalınca, kart reklamlarına bakıp ekstrelerini hesapladı aklından... Sen nasıl forma dağıtıyorsun ki, kimden performans bekliyorsun?

Dur bakalım Twente maçından önce aldın gene sahneyi, Allah hayırlara vesile etsin...

İspanyadan Selam


1 Aralık 2009 Salı

İsyan

">

Hagi 100 tane vurdu bişey yok, biz 1 tane vurduk auuuwww...
Şaşın isyanı...

Olympiakos - Pana

">

Olympiakos - Pana : 2-0
Goller Dk.45 ve 54 Konstantinos Mitroglou


Ne Demiş?



Pep demiş ki: ''Barcelona kazanmayı Rijkaard ile öğrendi. Rijkaard, Barça'ya cesur futbolu öğretmeseydi, şu an bu başarıdan bahsedemeyecektik.''

Demek ki Barca efsanesini Rijkaard yaratmış hayret, Zaten daha önce adını duymamıştık Barca'nın bizde... Rijkaard'ın atak ve göze hoş gelen futbol oynatmaya çalıştığı aşikar ama disiplin yönünden Skibbe ile çok rahat kapışırlar. Takımı yalpaladığı zamanlarda da kulubede telaşlı gözlerle oturduğu yerden maç izlemesi diğer artılarından biri...

Elveda Coupet

">

Fransa Ligi'nde 14. hafta maçında PSG Auxerre'yi 1-0 yendi ama Coupet'i kaybetti. 82. dakikada topun kornere çıkmaması için taca yollamak isteyen 36 yaşındaki Coupet sol ayak bileğini kırdı. Büyük ihtimalle futbol hayatı da böyle kötü bi anıyla bitti. Geçmiş olsun Coupet.